Konu:  Okurken atladığımız sayfalara dönelim ve dikkatle okuyalım.

         Macar devrimini  anıyoruz.

fasist

yordan-sair

1956 Macar Ayaklanması başladığında Bulgar komünistler zulüm makinasının somunlarını sıktı ve “Belen” kampını açtı.

 

Kızıl diktatörler silahlı gruplar tarafından korunuyordu.

Doğru haber kanalı olarak yalnız “Hür Avrupa” ve “Amerika’nın Sesi” radyoları kalmıştı.

 

60 yıl önce Rus çizmesi altında ezilmeye karşı ayaklanan Macarların isyanı Rus tanklarla ezilirken, Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) ve gizli polis /DS/ şok yaşamıştı.

Parti ve devlet yönetiminin zirvesine oturan Todor Jivkov, “komşuda oynayan ayının bize de geleceğini” bildiğinden zulüm makinasının somunlarını hemen sıktı. Şu da oldu. İktidarın dayanağı olan gizli polis “DS” hemen “Belene “ toplama kampını açtı, binlerce anti-komünist emekle eğitim kamplarına tıkıldı, büyük sayıda aile taşranın en uzak köylerine sürüldü.

 

İç İşleri Bakanı Georgi Tsankov’un 1956’da BKP MK Politik Bürosu’na gönderdiği bir mektupta şu önlemlerin alınması istenmişti:

  1. Daimi ikamet adresleri Sofya’da ve ülkenin diğer

büyük şehirlerinde olan, nizam ve güvenlik için tehlike oluşturan düşman ve cinayet işlemiş elemanlar Sviştov ilçesine bağlı “Belene” köyündeki emekle eğitim kampına gönderilmelidir.

İç İşleri Bakanlığı bu ödevi yerel parti örgütleriyle birlikte çözmelidir.

  1. Toplum için tehlikeli sanılan kişilerin Sofya ikametine son verilmeli ve başka yerlere gönderilmelidirler.
  2. İç İşleri Bakanlığı ve ilgili halk konseyi örgütlü, planlı ve sistemli sürgüne gönderme siyaseti uygulamalıdır.

Bu kararın 5. Maddesine göre, “Belene” toplama kampı yeniden açılınca, “DS” nin işlediği suçlara yasallık kazandırmak ve dünya kamuoyu önünde haklı göstermek için birçok ek uygulamalar getirilmesi gerekti.

Olaylar, cinai elemanlardan devleti koruma kılıfına sokuldu.

“DS” kadrolarının kafası karışmasın diye, “cinai elemanlar ile devlet düşmanları” birbirinden şöyle ayrıldı.

“Polonya, Macaristan ve Yakın Doğu’daki olaylarla ilgili olarak ülkemizdeki düşman ve cinai elemanlar, eski sanayici, tüccar ve Çar subayları, lejyoner ve polisler  – Sofya’da 2 800 eski Çar subayı ve büyük sayıda Çar polisi halk düşmanı cinai faaliyetlerini aktifleşmiştir. Bununla birlikte Sofya’da adli ve ekonomik suçlardan ötürü yargılanmış 4 bin kişi de bulunuyor.”

1953’te kapanan “Belene” kampı çok uzun bir zaman için olmak üzere yeniden açıldı ve yüzlerce Bulgaristan vatandaşının kemikleri orada kaldı, domuzlara yem oldular. Bu olayların insan düşmanlığı ve insanların haysiyetiyle alay etme bakımından başka nasıl bir uygulamayla mukayese edilebilir söylemek zordur. Burada önemli olan bu cinayetleri işlemiş olanların bugün de pişman olduklarını açıklamadan aramızda gezmesi ve hiç birinin yargı önüne asla çıkarılmamasıdır. Üstelik Anayasa mahkemesi komünizm suçlarını yasanın ruhuna değil virgülüne takılarak,  “zaman aşımı” gerekçesiyle iade etti. Bu çok ciddi bir konudur.

23 Ekim 1956 Macaristan olaylarına döndüğümüzde bu ayaklanmanın Moskova diktasına karşı en radikal eylemlerden biri olarak görürüz. Macarlar milis zulmüne karşı, öğrenci protesto yürüyüşünü destekleyerek ayaklandılar. Ayaklanma 23 Ekim ile 10 Kasım arasında, bütün Macaristan’ı kapsayarak gerçekleşti. Hükümet düştü. Daha önce Komünist Parti saflarından atılan İmre Nagı başbakan seçildi. Ne var ki, bunlar totaliter Moskova tarafından beğenilmedi. Rus tankları Macar sınırını geçti. Çarpışmalarda 2500 Macar ve 500 Rus askeri can verirken, 200 bin Macar ülkelerini terk etti. İmre Nagı 4 arkadaşıyla birlikte asıldı. Komünist Partisinin ılımlı kanadından ve Bakanlar Kurulundan birçok kişi uzun yıl mahkûmiyet aldı.

Macar Ayaklanması dünyayı sarsmıştı. Başta Fransız aydınları olmakla Avrupa aydınları Macar başkaldırısının değerlendirilmesi konusunda parçalandı. Jen-Pol Sartır, Simyon Bovoar, Lui Aragon olaylara karşı-devrim derken, Albart Kamü bu bir haklı halk ayaklanmasıdır, dedi. BMT Güvenlik konseyi, Moskova tarafından onaylanmayan, fakat SSCB’nın eylemlerini kınayan bir karar aldı. Olayı kınayan İspanya, Hollanda v İsviçre, kendi atletlerinin bir saldırganın sporcularıyla birlikte olmasını istemediğinden dolayı, 1956 Melbırn Olimpiyat Oyunlarına katılmayı ret etti.

Bizde, BKP ve “DS” ye direk olarak bağımlı olan, Bulgar Yazarlar Birliği, bir yandan fırtına geçsin diye bükülürken, aynı zamanda “eski karşı devrimin başkaldırısı” yayınlara başladı.

1956’nın 7-8 Kasım sayısında n.o. 45 “Literaturan Front” (Edebiyat Cephesi) gazetesi, baş editör yardımcısı Lozan Strelkov’un “Bir Yumruk gibi kenetlendik” başlıklı yazısında şunları yazmıştı: “.. eski karşı devrim dişlerine kadar silahmış yürüdü. En uygun bulduğu bir zamanda bombanın fitilini çekti. Mitralyözlerin tetiği çekildi. Güzel sanatlar müzesi ateşe verildi. Kamu binaları havaya uçtu. Sosyalizm kurucusu olan komünist ve partisizlerin dairelerine çeteler girdi. Büyük sayıda ile kurşunlandı. Evler ateşe verildi. İnsanlar telgraf tellerinde sallandı. Beyaz terör kol geziyor. Macar halkı bunların hepsini sırtında yaşadı.” Macar halkı cinayet ve katliamların Sovyet askerleri tarafından işlendiğini iyi biliyordu. Fakat Bulgar halkının beyninin sulandırılması ve yanlış haber aşılanması ve “DS” ajanlarının cinai faaliyetleri devam etmeliydi.

Olayları gerçekçi anlatan bir tek Amerikan radyoları vardı.

“Amerika’nın Sesi” ve Hür Avrupa” gibi radyo yayınlarını izlemek, engelleme denemesi için büyük sayıda kadro seferber ediyor. 1956 Kasımında Rus tankları Budapeşte sokaklarında insanları ezip geçerken, “çok gizli polis belgelerinde” büyük sayıda “Bulgar hainin” Macaristan olaylarının bizde tekrarlamasına hazırlık gördüğü yazılıdır. Her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak isteyen BKP’ye destek olan “DS” ihbarcıları her gün bilgi için zorlarken baskı ve zulme de ön verdi. Almanya’dan gelen postalardan alınan “Çok gizli” belgelerin birinde, 1957 sonlarında Bulgaristan’da da Macaristan’da olan ayaklanma gibi bir başkaldırı olacağı yazılmıştır.

Bulgar halk düşmanı göçmen örgütlerinin “Amerika’nın Sesi” ve Hür Avrupa” gibi radyo yayınlarından faydalanmasına ilişkin özel bir belgede, Gemeto, Tsenka Barev ve Dimitır Matsankiev ‘in demeçleri ve “Boyunduruk altındaki Avrupa halkları” toplantısının çalışmalarının bu yayınlardan izlendiği yer almıştır. Bu belgede, Ayaklanma patlak verdikten sonra Bulgaristan’da BKP üyelerinin yok edileceğine ilişkin haberler de kaydedilmiştir.

Bu ve bunlara benzer ihbarlar “DS” nin elini kolunu serbest kullanmasına ve bir sonraki dönemde gizli işkencelere, sürgüne gönderme işine daha büyük önem kazandırdığını görüyoruz. Bu gelişmeler neticesinde BKP MK Politik Bürosu, ülkemizde başkaldıran, direnil hayal eden her kişiyi ezmek amacıyla  “silahlı savaş grupları ve çeteler kurulması” kararını aldı.

“İç İşleri Bakanı Georgi Tsankov’un 10. Kasım 1956 tarihli raporunda, karşı devrim denemeleri ile düşman eylemlerinin daha patlak vermeden, silahlı komünist savaş grup ve çeteleri tarafından yok edilmesi baş ödevdir, deniyor. Bu konuda bir karar alınması da öneriliyor.

 

Alınan kararda Macaristan olayları bir karşı devrim olarak niteleniyor. Fakat vatandaşlar olayların gerçek yüzünü biliyorlardı. O zaman Bulgaristan’da başkaldırmaya cesaret edecek birilerini bulmak zordu. Tek örnek Filibeli aydın Yordan Ruskov idi.

DS’de ağır işkence gören kahraman şair, 2010’da son yolculuğuna uğurlanırken, yerli yeni tay duran sözde demokratlar, şairin şeref ve cesaret dolu hayatını hatırlanmadı, çileleri anlatılmadı.9 Kasım 1956’da kele aldığı “Özgürlük Çağrısı” şiiri dağıtılmış ve “DS” yi deli divane etmişti.

 

Özgürlük Çağrısı

Hey Macaristan! Koşut ve Petyofi’nin kıymetli halkı!

Satırlarımda delice atıyor kalbin!

Evlatlarının kanıyla sulandı Macar toprağı –

Özgürlük doğuyor kabarmış toprakta.

Hayattan daha değerli olan özlenmiş ve beklenen bir meyve.

Hem de boyunduruktayken özgürlüğün boynu.

Hey duru kanlı ve göğüs kabartan Bulgar!

İlk olamazsan, sona kalma asla!

Ayaklan halkım! İnanç ve Güneş yolu bu yol!

Bulgar, Leh, Çek ve Romen önünde parla.

İzliyor dost dünya. Dünya bize dost!

Kırılacak yolumuza kesen demir kalkan.

Kırılacak güçlü göğsümüzde Sovyet kalkanı

Şair o yıllarda şiirini Rusen Drumev takma adıyla yazmış ve 30 dostuna postalamıştı. Şairi bulmak için “DS” ayağa kalktı.

“Rumen Drumv” olayına 26 “DS” ajanı katıldı. “DS” Andrey Gulyaşi, Pavel Matev, Hristo Radevski, Kamen Kalçev, İvan Marinov ve Hristo Pelitev gibi yazar ve şairlerden şiir üstün bilgi istedi ve şairin kim olabileceğini sordu. 37 yazar ve şairden şüphelenildi. “DS” olayı iki yıl araştırdı. 20 Ocak 1959’da “Özgürlük Çağrısı” şairi tutuklandı. İddianameye başka şiir ve yazıları da katıldı ve önce 4 yıl hapis cezası aldı. Ayrıca “Özgürlük Çağrısı” için 7 yıl hapis cezası aldı. Toplam 19 yıl hapis cezası aldı. Temyiz Mahkemesi “Özgürlük Çağrısı” için verilen 7 yıl cezayı 5 yıla indirdi. 1962’de zindandan çıktı. İradesi dimdik, ruhu hala uçuyordu.

2001’de, 75 yaşını doldurduğunda, bir şair ve yaratıcı, şerefli bir vatandaş olarak bulunduğu olağanüstü büyük hizmetlerden ötürü Cumhurbaşkanı Petır Stoyanov şaire Birinci Derece “Stara Planina” madalyası verdi.

2006’da Macaristan Ayaklanmasının 50. Yıldönümü vesilesiyle Macaristan Cumhurbaşkanı Laslo Stoyom’un emriyle  Bulgar şair Yordan Ruskov’a  Macaristtan’ın en yüksek ödülü olan “Cesurluk için Şövalye Ödülü” verildi.

Sofya-Bulgaristan.

Reklamlar