Ertaş ÇAKIR

Tarih. 09 Nisan 2017

Konu: Bulgar kamuoyu “EVET” çıkacağına inanıyor.

Bulgar kamuoyunda dengeli etkisi giderek artan ve gerçekçi yorumlarıyla nüfus yapan “Standart” gazetesi 07 Nisan 2017 günlük sayısında “epicenter.bg” yayınlarından aldığı bir yazıya yer verdi. Yazıyı kısaltmasız veriyoruz. Kaleme alan dış siyaset analizcisi Boyan Çukov.

16 Nisan’dan sonra Bulgaristan ve Balkanlar Yeni Osmancılık dalgası altında kalacak

Yazıda şu görüşlere yer veriliyor.

Ankara iktidarı eski Osmanlı toprakları üzerindeki etkisini iki kat arttırmak için  çabalarını kat kat arttıracaktır.

Bu hafta sonunda Türkiye Cumhuriyetinde referandum yapılacak ve ülkede Başkanlık yönetim sistemine geçilecektir.

Soru: Bu gerçekleşirse Bulgaristan ve Balkanlar için ne değişir?

Yanıt: Erdoğan tarafından uygulanan Yeni Osmanlıcı siyasetin hedefinde Bulgaristan’ı Afganistanlı göçenlerle doldurmak diye bir şey yoktur. “Yumuşak güç” kullanarak Bulgaristan Türklerini Bulgaristan’ın kanunlarına ve kurallarına uyan vatandaşlar olmaktan, “gerçek Türkler” durumuna dönüştürmesi çok daha yararlı olur.

Türkiye kaynakları ve imkânları ile Birleşik Amerika ile Rusya arasındaki güçler dengesi dikkate alınarak, Balkanlarda sınırların yeniden çizilmesi hesap dışı görülemez. Hatta büyük ölçüde ihtimal dahilindedir.

 

Bu hafta Türkiye’de referandum var. Erdoğan ülkede Başkanlık yönetim sitemi uygulayacak.

Önce Tayip Erdoğan’ın Güney Doğu komşumuzda nasıl oldu da bu denli sevilen ve sayılan bir devlet başkanı olduğunu açıklamak istiyorum. 15 yıldan beri Tür4kiye’yi hiç bir kimseyle paylaşmadan yöneten R.T.ERDOĞAN, Kemalizm sonrası Türkiye’de en nüfuslu ve belirgin siyasi liderdir. O halkın gönünü kazanmış, cazibeli bir önder, iyi bir taktiktir. Son yıllarda, yaşadığımız çağın istemleriyle tamamen uyum içinde bulunan, reformcu totaliter halkçı siyasetin etkin bir temsilcisi olarak kendini kabul ettirdi. Türkiye halkının daha büyük kesimi Erdoğan’la övünüyor. Nedenlerini onun kişisel vasıflarında, kişiliğinde ve son yıllarda Türkiye siyasetinin doruğunda bulunduğu süredeki etkinliklerinde aramalıyız. Onu sevenlerin iyilik ya da kötülük alameti olarak “Tayip” diye bağrına bastığı kitle için o başka biç bir kimsenin yapamadığını yaptı.

TÜRKİYE DÜNYANIN BÜYÜK ULUSLARARI ARASINDA YER ALDI.

AK Parti yönetiminde, Türkiye olağanüstü büyük ekonomik başarılara imza attı. Türkiye çok farklı olan kendi sosyal bünyesini kucaklamayı başardı. Anadolu’nun yoksul Türkiye’si ve azınlıkların tümü Türkiye tarihsel sahnesinde eşit haklı rol almaya başladı. Tayip Erdoğan’ın seçmenleri onun siyasi programını ve kişiliğini destekliyor. AK Parti ve basın yayın organları Türkiye Cumhurbaşkanının ardında duruyor.

Soru: Referandum kampanyasında böyle bir hava ve görüntü var.

Yanıt: Evet, Erdoğan 16 Nisan halk oylamasında kazanmak için gerçekten başarılı bir savaşım veriyor. Hapishaneden geçen, kanseri yenen bu kişi sandı Tanrı tarafından ve kendisine Türkiye’nin kaderi ellerine verilmiş biri. Bu nedenle o Başkanlık için mücadele ediyor. Bu nedenle çelişkilere, kargaşalara, muhalefete tahammülü yok. Tabi onun otoriter istemlerine karşı olan liberaller, dinsizler, muhalif Kürtler, sağcı milliyetçilerinden bir kısmı, kökten dinci Gülenciler, FETO-cular ona karşı baş kaldırıyor. Onların hepsi Yeni Osmancı kahramana karşı aynı havada buluşmuş durumdadır.  R.T. Erdoğan Türkiye’de kişi başı Gayrı Safi Milli Hâsılatı 3 kez büyüten kişidir. Türkiye ekonomisi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeye ayak atıyor.

Soru: Erdoğan bu yüzden mi dünya liderlerinin arasında yerini almaya çalışıyor?

Yanıt: O Suni Dünya’nın liderliğini hak etmiştir. Recep Erdoğan Vladimir Putin ve Donald Trump ile eşit olarak temas ediyor. O Avrupa liderlerini ikinci sıraya dizmiştir. Recep Erdoğan bir muhafazakâr (konservatif) sosyal devrim dayatıyor. Eğitim sistemine din dersleri dahil edilerek Türkiye’de “namuslu bir nesil” yetiştiriliyor. Cami sayısı büyüyor. Politik etkinliklere dua edilerek başlanıyor. 15 yıl iktidarda kalan Erdoğan’ın stratejisi açıktır.

Soru: Türkiye’si eski imparatorluğun sınırları içine yerleştirmek için “Stratejik Derinlik”.

Yanıt: Bu stratejinin adı Yeni Osmanlıkçılıktır. Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı  – “2023 Hedeflerinde” yer alan birçok girişim var. Bunun devamı da, İstanbul’un fethinin 600. yıldönümü olan 2053’e kadar uzanan bir program hazırlanmıştır. Ve hatta 2071’ e

Yanı Van Gölü dolayındaki savaşın bininci yıldönümü kutlamalarına kadar uzanıyor.

O SAVAŞTA Selçuk Türkleri Bizans İmparatoru’nu yenmiş, Bizans İmparatoru Roman IV. Diogen tutuklanmış ve tahtından indirilmiştir.  16 Nisan günü Türkiye’de yapılacak olan halk oylamasıyla bu amaçla Türkiye’de yapılacak olan kurumsal değişikliklerin anayasal yolu açılacaktır ki, bu hedefler Yeni Osmanlı stratejisinde yer almıştır. Hedefte olan Ankara rejiminin Başkan hükmüne verilmesi ve iktidarın tek ele yani Recep Tayip Erdoğan’a verilmesidir.

Soru: Yeni Osmancılık dalgası önce Bulgaristan üzerine sıçrayacak, öyle mi?

Yanıt: Türkiye’deki son durumda halkın 16 Nisan’da Recep Tayip Erdoğan’ı desteklemeyeceği düşünülemez. Balkanlara taşacak olan Yeni Osmancılık dalgasıyla Bulgaristan’ın çok daha güçlü yüzleşeceği ortadadır.  Eğilim Bulgaristan için gönül okşayıcı değildir.  Ankara, Balkan Yarımadasındaki eskiden hükmettiği topraklar üzerindeki nüfusunu yeniden kurmak ve arttırmak için çabalarını birkaç kat arttıracaktır. Gerçek budur.

Reklamlar