Rafet ULUTURK
1912- 1913’te Rodoplarda Pomak Türk kimliği Hıristiyanlaştırılarak yok edilmeye hedef
oldu. Din, dil, isim, kimlik değiştirme zulmü genel ve şiddetliydi.
Müslümanlığı yok etme eylemi bütün köyleri ve haneleri kasıp kavurdu.
Pomak bölgeleri işgal edildi. Bulgar idari makamlarının köy ve kasabalara yerleşmesiyle
1912 yılında Müslümanların isim, soyadı, din, giyim ve yaşam tarzı değiştirmekle
Hıristiyanlaştırılması işi öncelikli oldu. Müslümanlardan Hıristiyan yapma işini askeri din
adamları – ordulu papazlar, günümüzde de ırkçılık, Müslümanlık ve Türk düşmanlarının
başını çeken Makedonya İş Devrim Örgütü (VMRO) çeteleri, haydutların zorlamasından
güç aldı ve yerel kilise görevlileri üstlendi.
Bu zorlama o zaman Bulgar demokratik aydın tabakası tarafından tepkiyle karşılandı.
Müslümanlara zorla kimlik değiştirmek isteyenlere karşı çıkanlar arasında, ön sıralarında
yazar Anton Straşimirov’u görüyoruz.
Savaş yıllarında çıkan “Tsırkoven vestnik” (Kilise Gazetesi) konuya adadığı özel
bir yazıda iktidarı ve makamları Pomakları Hıristiyanlığı kabule zorlama zamanının asla
kaçırılmaması gerektiğine uyardı. Yazıda, acele edilmesinde ve enerjik davranılmasında
ısrar ediliyordu. “Zamanın uygun olduğuna” işaret edilirken, kamuoyunun aynı görüşte
olduğuna yer verilmiyor, olaya yalnız Bulgar Ortodoks kilisesi açısından bakılıyordu. Bu
saptama Çar ve hükümet çevrelerinde destek buldu.
Hıristiyanlaştırmayı örgütleyen Çar ve Başbakan!
Pomakları Müslüman dininden Hıristiyan dinine geçmeye zorlama konusuna ilişkin
ayrıntılı bilgi için rahip d-r Stefan Yankov konağa çağrıldı. Çar Ferdinand ile eşi gerekli
malumatı aldıktan sonra Yüksek Ruhani Meclis Sekreteri Stefan Kostov konuyla ilgili
başbakan İv. Ev. Geşov’a da gerekli bilgileri iletti. Pomak yerleşim yerlerine küçük kiliseler
inşa edilmesi, bunlara din kitapları, ruhani giysi ve gerekli görülen başka dinsel eşyaların
sağlanmasına gerekli paraların toplanmasıyla birlikte Kızıl Haç örgütünden de Hıristiyanlığı
yeni kabul edenlere hediye olarak kalpak, İncil, ayakkabı, elbise sağlanması için yardım
yine başbakandan istendi.
Güney Rodoplar’da Hıristiyanlık nasıl dayatıldı?
Müslüman Pomakların isim ve soyadlarını değiştirip Hıristiyan dinini kabul etmeye
zorlanmalarını öngören bir program 1912 sonunda Yüksek Ruhani Meclis tarafından
hazırlandı ve 1913’ün Ocak ayında onaylandı. Bu program bir “ruhani görev” olarak saptanırken
işin önünde papazlar olmakla bir sürü din görevlisi eyleme katılacaktı. Görevliler bu
çalışmaları iki ayrı bölgede yürüteceklerdi. Biri, Güney Rodoplar ile Gümülcüne. İkincisi
Nevrekop (Gotse Delçev) bölgesiydi. Güney Rodop-Gümülcüne bölgesinde isimler ve din
değiştirilerek Hıristiyanlığı kabule zorlama 1912’de başladı. Genel Kurmayda Dinİşleri
Başkanı olan Stara Zagora piskoposluğunu yöneten Dragovo papazı Yosif işin başına geçti.
8 kilise hizmetçisi ve bir ayinci ona yardım edecekti. 25 Nisan 1912’de papaz Yosif sağlık
nedenleriyle izine ayrıldığında yerine Sofya Metropolit hanesinde piskopos naibi olan Levki
papazı Varlaam’a atandı.
Güney Rodoplar’da Pomak nüfusun Müslüman isimlerinin değiştirip Hıristiyan
dinini kabul etmeye zorlanırken Bulgar makamlarca atanan ve köy bekçisi veya polis olarak
görev alan bazı yerli Pomaklar da bağlandı. Onların vazifeleri arasında, Pomakların Bulgar
isimlerinin yazı olduğu sicil defterlerini korumak; Çan çalıp ayine çağırmak; yerlilerin
ayinlere katılıp katılmadığını gözetlemek; Müslüman ahaliyi Hıristiyan yaşam usulüne
göre davranmaya alıştırmaktı. Onlara belirli şartlarda isim değiştirme yetkisi de tanınmıştı.
Örneğin papaz yardımcısı görevinde bulunan Hasan Saidov ile Petkovo köyünden Dimitır
Kurtev’in Eski Köy (Mala Arda) sakinlerini isimlerini değiştirmek için hane hane silahla
gezip Pomakları bir kilise haline getirilen eski camiye zorla toplamak da vardı. Köylülerin
isimleri vaftız edilmeden, bir mum bile yakılmadan apar topar değiştirilmişti. Papaz
yardımcıları köylülere Hıristiyan adı koyup Pomaklara birer haç takıp, başlarına kalpak
geçiriyordu. Kiliseye çevrilen camilerin minareleri yıkılıyordu. Eski Köyde çanlar cami
avlusundaki ağıcın dalına asıldı. Pazar ayini için çanı Petkovo’lu Papaz Hariton gelip
çalıyordu. O, isim değiştirme ve Hıristiyanlığı çok yönlü dayatma işini Petkovo köyünde
başarılı gerçekleştirdiğine dair raporunu yazmazdan önce, Blatevo köyünde kurşuna dizilen
18 Pomak Arda ırmağı üzerindeki köprüden suya atıldı. Bu Pomaklar Petkovo köylüleriydi.
Çok direnen ve büyük sayıda kurban veren Petkovo Pomakları belirli bir zaman sonra
mukavemete ara verdi. Kurtuluşu Gümülcüne ye kaçmakta bulanlar da oldu. Kaçanlardan
biri olan Hafız Hasan 1932’de köyüne döndü. İsim ve din değiştirme konusunda sert baskı
altına alınınca yakınlarının yaşadığı Bursa’ya kaçtı.
Ürpek (Krıstevo) köyünde isim ve din değiştirme faciası 1913’te başladı. Dininden
vazgeçmek istemeyen Ayşe Paşalieva öldürüldü. Ürpeklilerin isimleri hem muhtarlıkta
hem de camide değiştirildi. Müslüman ismi ve dinimizin azılı düşmanı olan Papaz Kuzey
Bulgaristan’ın Çevren Bryag kasabasından gelmişti. 1912’nin son günlerinde çeteci haydutlar
Dolaşır (Zagrajden) köyünü kuşattı ve daha sonra ele geçirdi. Köyünü namusunu dinini
ve ismini şerefle savunan Recep Bekir şehit düştü. Ordu birlikleriyle beraber köye kırmızı
at üstünde papaz da girdi. Ahmet Karşılı Papaz naibi atandı. Dolaşır camiine toplanan
köylülerin isimleri caminin mihrabı önünde değiştirildi.
Balcı Dere, Kanievo, Susuz Köy (Bezvodno) Hasan Köy ve Alaburun Pomaklarının
isimleri de aynı camide değiştirildi. Hambar Dere köyünde ismini ve dinini değiştirmek
istemeyen yaşlı bir kadın öldürüldü. Köylülerden birçoğu Gümülcüne ve Bursa’ya kaçtı.
Daha sonraki yıllarda Dolaşır köyüne dönenler oldu.
Söğütçük (Vırbina) köyünde cami minaresi yıkıldı. Cami içine haçlar asıldı. Avlusundaki
kirazda çan sallandı. İsim ve din değiştirmeyi kabul etmeyen köylülerden çoğu ormana
kaçtı. Askerler köylüleri toplayıp geri getirdi ve zorla Hıristiyanlaştırdılar. Vaftiz edilen ve
buhur dumanı koklatılan köylüler papazın cüppesini öpmeye zorlandı ve ardından isimleri
değiştirildi. Erkeklere kalpak dağıtıldı. Kadınlar geleneksel Pomak giysilerini çıkarmaya
zorlandı. Papazların başka köylerde de işi olduğundan Söğütçük Pomakları Hıristiyan
adet ve geleneklerine uymada birbirlerini kontrol etme şartıyla serbest bırakıldılar. Osman
Veleski ve Hasan Truski denetleyici olarak atandı. Kilise durumuna getirilen eski camilerine
sözde istavroz çekmek için giren köylüler namaz kılmaya devam ettiler.
Trın köyü bir merkez köy ve yol kavşağı olduğundan, onlar şimdiki adı Trıbişte olan
komşu köyde vaftiz edildiler.
Yonuz Dere köyünde köy imamı Hasan Kaftacı da vaftiz edildi. Onun Hıristiyanlığı
kabul etmesi öldürüleceği haberini aldıktan sonra oldu. Yonuz Derede askeri karargâh da
kuruldu. Alelacele bir kilise de yapıldı. Yani vaftiz edilenler istavroz etmek için bu kiliseye
getiriliyordu. Akpınar (Byala Reka) köylülerine de vaftiz ettirildi. Erkeklerin fesleri toplandı
ve kasket dağıtıldı. Kadınlar da renkli önlüklerinden oldular.
Dvutköy’de (Davitkovo) isim ve din değiştirme saldırısına ilk kurban giden bir
Pomak’ın fesi oldu. Kafasına kasket geçirilen imam Hasan’ın da adı ve dini değiştirildi.
Caminin minaresi yıkıldı ama Müslüman Pomaklar gelecek sene yeni minare diktiler.
Elekçe Köyde (Starsevo) Pomaklar 1912’nini Kasım ayında vaftiz edildi. Köye katır
sırtında getirilen büyük kazan cami içinde ocağa kondu. Yaşlılara su serpilirken, çocuklar
kazanda yıkandı. Papaz hepsine haç çekmeyi öğretti. Camiden kilise yapıldı. Avludaki
asırlık ağıcın dallarına da çan asıldı. Hüseyin Sandov’un işi her Pazar çan çalmaktı. Hıristiyanlığı
kabul etmediklerinden dolayı köylülerden çoğu Bulgar Prensliğindeki Bratsigovo
kasabasına sürüldü. Din değiştirme kampanyası sona erdikten sonra köylerine dönen pek
olmadı. Trımbaş adlı bir köylü Hıristiyan dinini kabul etmeyince, Uzun Dere köprüsünden
sallandırıldı ve direnmeye devam ederken sulara atıldı ve ayini okundu.
Tikla (Sredets) Granatşi Burevo, Kozarka, Koçani köyleri ve etraf mahalleler vaftiz
işinin yapıldığı Ravnitsa mevkiinden uzak kaldığından isim değiştirme Hıristiyanlıştırma
merkezleri iki oldu. Merkez konumlu olan Tikla’da ahşap olan minare kesildi. Cami avlusunda
bir büyükçe taş üzerine çıkan papaz, sıraya dizilmiş olan Pomakları birer birer vaftiz
etti. Ravnitsa mevki iğinde Pomakları Selvi’den (Sevlievo) gelen bir Papaz vaftiz etti.
1912’de Ahi-Çelebili Pomaklardan Salih Aguşun Pomakları yazı Kirazli’da kışı da
Toz Pınar’da (Mogilitsa) geçiriyordu. Albay Vl. Serafimov emrindeki askeri birlik Salih
Aguş sorundaki Pomakları eski Bulgar zengin ailelerindenmişler gibi tanımak istediğini
gizlemiyordu. Aguşların vaftiz edilmesini isteyenlerin iki arzusu vardı: Bu Pomak soyunun
Rodoplardaki otlakları ve tarlaları sonsuzdu. Sürüleri de kalabalıktı. Ekonomik bakıma
durumları iyi olan Aguşların manevi etkisi ve nüfusu da büyüktü. Bu soydan müftüler vardı.
Ahi-Çelebi müftüsü Hacı Salih ve diğer Müslüman alimler Toz Burun, Paşmaklı (Smolyan)
ve Smilyanda müftülük yapan Hüseyin Efendi ile Mehmet Aguş saygın kişilerdi. Tırın
köyü imamı Dalgıç Aguş Efendi de onlardandı. İstanbul’da Mehmet Aguş, İzmir’de Petref
Bey ve Filistin’de Hasan Şakır Bey hep aynı köklerdendiler. Aguşeflerin din değiştirmesi
ve eski kimliklerinden sözde vazgeçmeleri daha tantanalı bir ortamda geçsin niyetiyle
törene Ekzarh Stefan da davet edilmişti. Daha sonra bir mandıra halinde işletilen ve bugün
de ayakta olan bir bina kilise haline getirildi. Tüm çabaların boşa gittiği öğrenildi. Aguşlar
soyundan kimsenin ismi ve soyadı Bulgar siciline kaydedilmedi. Üstüne üstelik Aguşlar
soyundan hiçbir Bayan papazın dağıttığı elbiseleri giymedi. Şu da var, gergin ortama karşın,
Aguşlar soyundan hiçbir kimse Yunanistan’a ya da Osmanlı topraklarının derinlerine doğru
kaçmayı denemedi. Soğukkanlı, sabırlı ve cesur davranışları Aguşlar soyunu kan dökmeden
korudu. Mogilitsa köyünde Aguşların ırgatlarından biri din değişikliğini kabul etmeyince
öküz gibi boyunduruğa koşuldu ve saban çekti.
Bu ırgatın aslında bir Hıristiyan olduğu anlaşıldığında, ikinci defa Hıristiyan yapılmıştı,
gene de inanmadılar ve genci çırılçıplak soydular.
Darı Dere (Zlatograt) kasabasında 600 – 700 Pomak ve 100 hane Bulgar yaşıyordu.
Bu kadar kalabalık bir Müslüman nüfusun vaftiz edilmesi için büyük sayıda Papaza ihtiyaç
vardı. Halen Kırcaali iline bağlı Emlener köyünden olan (Dobromirtsi) ve Osmanlı askeri
birliğiyle beraber Darı Dere’ye taşınan Ali Bey’in Konağına doldulaer. O yıllarda Darı
Dere’de “Ts. Georgi” adlı bir kilise de vardı. Darı Dere Pomaklarından daha fazları bu
kilisede vaftiz edildi.
1912 yılı sonunda Tekir köyünde (Sevino) Hıristiyanlığı kabul ettirme zulmü Hafız
Emin’in Konağında uygulandı. Askerin kuşattığı konak duvarlarının içinde su kaynatıldı
ve kandil yakıldı. Daha sonraları Türk çeteleri tarafından hesabı görülen Hüseyin Maletsov,
Gudevitsa köyünde Pomakları vaftiz ederken yardım etmişti. Bu köyde Hasibe Kör ve
torunu öldürüldü. Caminin minaresi yıkıldı. Cami eşyaları ve köylülerin varı yoğu talan
edildi ve katıra yüklenip kaçırıldı.
Palas (Rudozem) kasabasına yakın olan Borie köyünde isim ve din değiştirmeye
Ustino’lu papaz Tonyo Georgiev zorladı. Borie köylüleri asker dipçikleriyle dipçiklenerek
Şerif Şerifov’un evine dolduruldu. Çardaktan Pomakların üzerine kutsanmış su serpildi.
İsmilyan köyünde vaftiz papazı Çokmakovo köyünden özel olarak gelen Papaz Çakırov
ve yardımcısı da muhtar Tomçev’ti. İsmilyanlılar vaftiz edilirken çobanlardan Emin
Ilıcalı ve Bekir yardım ettiler. Caminin minaresi devrildi, Konaklar ateşe verildi, Kaynarca
mahallesi de yıkıldı. Pomakların zorla vaftiz edilmesinden sonra, sindirildiklerinden dolayı
Osmanlı İmparatorluğu derinlerine kaçan Pomakların evlerine ve topraklarına Çomakovo,
Arda ve Gudevitsa köylerinden Bulgarlar yerleştirildi. Bu köyde de Pomak erkeklerin
fesleri toplandı ve kalpak dağıtıldı. Kadınların fırtlarındaki fereceler toplandı ve onlara yeni
tip başörtüsü dağıtıldı. Papaz Çakırov’un ayinlerini daha iyi işitebilmeleri için bayanların
kulakları görünür şekilde açıkta tutmaları dayatıldı. Köy camisi kilise yapıldı. Hıristiyan
isimleri Simo ve Mityo olan köy bekçilerinden Sülü Seyitov ile Mehmet Recebov’tan
Hıristiyan dini istemlerine ve usulüne göre yaşayışa geçilmesini denetlemeleri istendi.
Ravnina köyü sakinleri camiye toplandı ve isimleri değiştirilirken vaftiz de edildiler ve her
Pazar kiliseye toplanıp dua ezberlediler. Ramazan ayında köyleri dolaşan bekçi Mehmet
Recebov Pomak hanelerine girip oruç tutup tutmadıklarını denetledi. Moratev höğü adlı
yerde bir kilise kurma planı da çizilse de, taşlar taşınmış ve bir bir üstüne yığılı kalmıştır.
2014 Bulgar aşırı sağ milliyetçilerinin, Pomak, Türk Müslüman düşmanlığının kökleri
1912’lere işte bu şekilde iniyor. Bu memlekette 100 yıl boyunca hep aynı oyun oynandı.
Devletin derdi hep Müslümanların ismi, soy adı, mezar taşı, dini, sünnetti, elbisesi ve dili
oldu. Bu sorun bir an bile huzur yaşamadan tekerlene tekerlene günümüze geldi. Biz bugün
“Bulgar Etnik Modeli” çöpe atılmalıdır derken, tüm bunları yani dedelerimizin, babalarımızın
ve kendi çilelerimizi birlikte ele alıyoruz ve yeni kuşağın aynı çileyi çekmemesini
istiyoruz.
Demokratikleşebilirsek bu çiller sönebilir.
Rodoplardaki 1912 isim ve din değiştirme araştırmamız devam edecektir.